2. (İKİNCİ) EL ARAÇ SATIŞI- AYIP- SATICININ AYIPTAN SORUMLULUĞU(KİLOMETRESİ DÜŞÜRÜLMÜŞ, HASAR-PERT KAYITLI, ARIZALI ARAÇ)
Ayıp Kavramı ve Tanımı
Ayıp, sözleşme konusu şeyin uygun surette kullanılmasını önemli ölçüde güçleştiren veya ortadan kaldıran ya da kullanım değerini azaltan eksiklikler; başka bir deyişle sözleşme konusu şeyde mevcut olduğuna güvenilen, maddi, hukuki ve ekonomik niteliğin eksikliği olarak tanımlanmaktadır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 219. Maddesinde ayıp; “Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur…. “ şeklinde düzenlenmiştir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun “Ayıplı Mal” başlıklı 8. Maddesinde ise; “Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır.
(2) Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımayan; satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırı olan; muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar da ayıplı olarak kabul edilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Ayıp, açık ayıp veya gizli ayıp şeklinde ortaya çıkabilmektedir. İlk bakışta gözle görülen, olağan bir bakışla anlaşılan, teknik bir inceleme ya da ayrıca bir araştırma gerektirmeyen ayıplar açık ayıp niteliğindedir. İlk bakışta anlaşılamayan, sonradan ortaya çıkan, ya da ayrıca teknik bir inceleme veya araştırma gerektiren ayıplar gizli ayıp niteliğindedir.
2.(İkinci) el araç satışında ayıplı olmasına bazı örnek durumlar:
- Aracın kilometresinin (km’sinin) düşürülmüş olması
- Aracın hasar kayıtlı veya pert kaydı olması, ağır hasarlı olması
- Aracın kaportasında ortaya çıkan ayıplar; boyalı olması, değişen parçasının bulunması, sonradan çökme olması vs.( ayıpların belirtilmediği hallerde
- Aracın motor, şanzıman, elektronik veya mekanik arızaları
- Aracın üzerinde şerh / haciz / rehin olması.
Satıcının Sorumluluğu
Satıcının ortaya çıkan ayıptan sorumlu olabilmesi için, ayıbın, sözleşmenin kurulması sırasında alıcıya bildirilmemiş olması gerekmektedir.
Türk Borçlar Kanunu 222. Madde uyarınca; Satıcı, sözleşmenin kurulduğu sırada alıcıya bildirdiği ayıplardan sorumlu olmadığı gibi, alıcının yeterli bir gözden geçirme ile görebileceği ayıplardan, aksi kararlaştırılmadıkça satıcı sorumlu tutulamamaktadır.
Ayrıca belirtmek gerekir ki; satıcı araçta bulunan ayıpları bilmese bile alıcıya karşı sorumludur. Ticari hayatta genellikle, satıcılar “ ben de bilmiyordum” “ benim de haberim yoktu” gibi savunmada bulunsalar da; satıcı, ayıpların varlığından haberdar olmasa bile sorumlu olacağından, bu savunmasının hukuki bir geçerliliği bulunmamaktadır. Yine aracın satış bedelinin rayiçlerinden düşük olması da aracın ayıplı olarak kabul edildiğini veya ayıpların bilindiğini göstermez.
Noter kayıtlarınca gelince; birçok kişi noter satış sözleşmesinde “ halihazır mevcut haliyle görerek beğenerek aldığı” şeklindeki beyanın bulunması nedeniyle, alıcının bir hak talep edemeyeceğini düşünmekte ise de; bu beyan ancak gözle görülen ve açıkça anlaşılan açık ayıplar için hüküm ifade eder. Örneğin; aracın kaportasındaki mevcut olan göçükler gibi.
Alıcının Yükümlülükleri;
Alıcı, satış konusu malı gözden geçirmekle yükümlü olduğu gibi, araçta ortaya çıkan ayıpları satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Alıcı ayıp ihbarında bulunmazsa bazı haklarını kaybedebilmektedir.
Türk Borçlar Kanunu 223 maddesinde; “Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır.
Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.” düzenlemesi mevcuttur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda ise, “Ticari satış ve mal değişimi” başlıklı 23. Maddesinde ise
“- (1) Bu maddedeki özel hükümler saklı kalmak şartıyla, tacirler arasındaki satış ve mal değişimlerinde de Türk Borçlar Kanununun satış sözleşmesi ile mal değişim sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanır.
a) Sözleşmenin niteliğine, tarafların amacına ve malın cinsine göre, satış sözleşmesinin kısım kısım yerine getirilmesi mümkün ise veya bu şartların bulunmamasına rağmen alıcı, çekince ileri sürmeksizin kısmi teslimi kabul etmişse; sözleşmenin bir kısmının yerine getirilmemesi durumunda alıcı haklarını sadece teslim edilmemiş olan kısım hakkında kullanabilir. Ancak, o kısmın teslim edilmemesi dolayısıyla sözleşmeden beklenen yararın elde edilmesi veya izlenen amaca ulaşılması imkânı ortadan kalkıyor veya zayıflıyorsa ya da durumdan ve şartlardan, sözleşmenin kalan kısmının tam veya gereği gibi yerine getirilemeyeceği anlaşılıyorsa alıcı sözleşmeyi feshedebilir.b) Alıcı mütemerrit olduğu takdirde satıcı, malın satışına izin verilmesini mahkemeden isteyebilir. Mahkeme, satışın açık artırma yoluyla veya bu işle yetkilendirilen bir kişi aracılığıyla yapılmasına karar verir. Satıcı isterse satış için yetkilendirilen kişi, satışa çıkarılacak malın niteliklerini bir uzmana tespit ettirir. Satış giderleri satış bedelinden çıkarıldıktan sonra artan para, satıcının takas hakkı saklı kalmak şartıyla, satıcı tarafından alıcı adına bir bankaya ve banka bulunmadığı takdirde notere bırakılır ve durum hemen alıcıya ihbar edilir.
c) Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.” düzenlemesi mevcuttur.
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanuna göre bildirim yükümlülüğüne gelince; 4077 sayılı eski Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda; tüketicinin satın alınan malda meydana gelen ayıbı malın teslim tarihinden itibaren 30(otuz) gün içinde satıcıya bildirme yükümlülüğü bulunmaktaydı. Söz konusu yükümlülüğün yerine getirilmemesinin tüketici açısından ağır sonuçlara neden olduğu kuşkusuzdur.
Hak kayıplarının önüne geçmek amacıyla; 6502 sayılı yeni Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 10. Maddesinde tüketici lehine düzenlenmeler yapılmıştır. Buna göre; malın teslimi tarihinden itibaren 6(altı) ay içinde ortaya çıkan ayıpların teslim tarihinde var olduğu kabul edilecek ve malın ayıplı olmadığının ispatı satıcıya ait olacaktır.
Satıcının ağır kusurlu olduğu durumlarda, satıcı ayıbın kendisine zamanında bildirilmemiş olduğunu ileri sürerek sorumluluktan kurtulamadığı gibi, mesleği satıcı(galerici) olan kimselerin, bilmesi gereken ayıpları fark etmemiş olması “ağır kusurlu” olduğunu gösterir.
Ayıp ihbarı ne şekilde yapılmalıdır? Ayıp ihbarı kural olarak şekle bağlı olmamakla birlikte, ispat kolaylığı ve hak kayıplarının önüne geçmek amacıyla ayıp ihbarının noter kanalıyla yapılmasında fayda vardır.
Alıcının Hakları:
Türk Borçlar Kanununda ve Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda alıcıya seçimlik haklar tanınmıştır. Buna göre alıcı;
1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme;
2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme;
3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme;
4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme;
Haklarından birini kullanabileceği gibi, TBK’nın 227/2 maddesine göre alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda yukarıda bahsedilen seçimlik haklar tanınmakla birlikte, özellikle hakların kime karşı kullanılabileceği ile ilgili detaylı düzenlemeler vardır.
İkinci (2.) el araç satışlarında, araç fiyatlarının sürekli artması, ticari ve günlük hayattaki hareketlilik nedeniyle, alıcılar genellikle satış bedelinden indirim isteme hakkını kullanmaktadırlar.
ZAMANAŞIMI:
Türk Borçlar Kanununun 231. Maddesine göre, taraflar arasında aksi kararlaştırılmadığı sürece, satılanda(araçta) ortaya çıkan ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın(aracın) devrinden itibaren 2 yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Ancak satıcı, satıcı aracı devretmekte ağır kusurlu ise 2 yıllık zamanaşımı süresinden faydalanamaz.
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanununda da aynı şekilde düzenlenmekle birlikte tüketiciler lehine ek düzenlemeler de vardır.
“MADDE 12- (1) Kanunlarda veya taraflar arasındaki sözleşmede daha uzun bir süre belirlenmediği takdirde, ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile, malın tüketiciye teslim tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir. Bu süre konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallarda taşınmazın teslim tarihinden itibaren beş yıldır.
(2) Bu Kanunun 10 uncu maddesinin üçüncü fıkrası saklı olmak üzere ikinci el satışlarda satıcının ayıplı maldan sorumluluğu bir yıldan, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallarda ise üç yıldan az olamaz.
(3) Ayıp, ağır kusur ya da hile ile gizlenmişse zamanaşımı hükümleri uygulanmaz.”
Son olarak belirtmek gerekir ki, hak kaybı yaşanmaması içim tüm süreçlerin bu alanda uzman bir avukat vasıtasıyla takip edilmesi uygun olacaktır.
Sıkça Sorulan Sorular:
– Aracın ekspertiz incelemesinin yapılması veya incelemesinin yapılması zorunluluğu var mıdır?
Alıcının ekspertiz incelemesi yaptırması zorunluluğu bulunmamaktadır.
– Alıcının Hasar kaydı sorgulama zorunluluğu var mıdır?
Alıcının hasar kaydı sorgulama sorumluluğu bulunmamaktadır.
– Alıcının aracının kilometresinin orijinal olduğunu / kilometresinin düşürülüp düşürülmediğinin sorgulanması zorunluluğu var mıdır?
Yargıtay içtihatlarına göre alıcının böyle bir yükümlülüğü bulunmamaktadır.”
– Satıcının sorumlu olması için ayıpları bilmesi gerekir mi?
Satıcı kanun gereği ayıplardan bilmese bile sorumludur.
-Şanzıman, motor, mekanik veya elektronik arızalarında, alıcı, satıcıdan bir hak talebinde bulunabilir mi?
Araç 2. El bile olsa alıcı belirli şartlar dahilinde satıcıdan bu tür arızalar nedeniyle hak talebinde bulunabilecektir.